Ana içeriğe atla

Anılar hep mi acı?



 Bir gün bir mesaj buldu onu. "Selam kitap önerisi verir misin?"

Ve öylece sohbet başladı. Üçüncü gün toz oldu. Olan küçük kıza oldu yalnızlığında boğuluyordu. Bir bildirim buldu onu " sanırım hayır" bu kızın sorusuna verilmiş bir cevaptı. "Kimsem yok diyenler hiç birinin kimsesi olmaya çalıştınız mı?" Ve başka bir sohbet başladı. Sonunda çocuk numarasını verdi. Konuşma devam etti. Çocuk ona yardım ediyordu. Yalnızlık denizinde boğulurken bir el onu bulmuştu. Bu el öyle bir eldi ki kızın tüm boş zamanlarını ve zihnini dolduruyordu; ama kız? Peki kız çocuğa ne veriyordu? Tam aksine önüne taş oluyordu. Kız hep korkardı istenmediği yerde durmaktan. O gün hararetli bir konuşma dönüyordu. Pat internet kesildi saat sabahın dördü. Çocuk ondan cevap bekliyordu yapacak bir şey yoktu. Uyandığında sabah yediydi. Çocuğa yazdı görünüşe göre çocuk kırılmıştı. Kızın çekip gittiğini sanmıştı açıklamasını yaptı ve bekledi. Saat öğlen on iki ve beklenen görüldü. Durdu durdu cevap gelmedi kız sordu küs müyüz? Biraz konuşuldu anlaşılan kız istenmiyordu korktuğu bulurmuş insanı. Kız umursamadan çekip gitti ama bilinmeyen bir durum vardı. Bu durum aylarca kızın yüreğine kor gibi yerleşecekti. Maalesef kız onu sevmişti. Peki şimdi? Bu anlamsız bir şeydi her şey uzak geliyordu kıza her şey için geçti zira kız yeterince acı çekti. Sanırım sonunda kalbini söküme zamanı gelmişti. Hepsi karşılıksız yaşanmış ve küçük kız yeni biri oluvermişti. Hoşça kal sevdiğim yoksa eski dostum mu demeliyim?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kim seçer ki sevdiğini

  Düşümde gördüm bu seni sevdirdi  Bilmezken henüz yüreğini  Yaktın beni küçük bir kibrit gibi  Hani bilirdin ya sen herkesi.. bilemedin beni  Bilemedin işte beni.. mesela seni ne çok sevdiğimi  Duyuyorum gözlerinden benden nasıl çekindiğini  Biliyorum hissettirdiklerinden beni sevmediğini  Özletiyor sarılmayı ah o gözlerinin kahvesi  Ben seçmedim seni sevmeyi  Düşümde gördüm bu seni sevdirdi  Bilmezken henüz yüreğini  Yaktın beni küçük bir kibrit gibi 

UYAN!

            Yaşadığım şehir küçük bir şehir nüfusu da öyle pek yok ama şehir genelinde son 48 saat içinde 8 kişi intihar etti. Bunların altısı henüz gencecikti. Belki hayalleri vardı ama belliki umutları yoktu olsa neden yetemesinler acılarına? Bu 8 kişiden biri de 75 yaşında bir amca 7 çocuklu kim bilir acısı neydi? 75 yıl dayandı şu kahpe dünyaya ama son bir kaç yıl tak etti canına. Uyanın! Ne olursunuz uyanalım! Yetmedi mi bu bunalım yetmedi mi umut yok diye köşelere çekilişlerimiz. İnsanlar canlarına kıyıyor. Yeter demeyi öğrenip susmayı unutmalıyız! Onlarca yıldır kaderimiz ekmeğimiz eğitimimiz işimiz gücümüz hatta hayallerimiz bile başkasının elinde başkaları ipleri almış eline. Uyanın bu hayat her birinizin tek tek herkesin. İpleri alalım artık elimize. Lütfen çaresizliği bir kenara bırakıp çare üretelim. Biz ne yapabiliriz demeyi bırakıp ne yapacağızı düşünelim. Yalvarıyorum uyanın!

yokluğun ve varlığın verdiği acı

Artık dayanabiliyor muyum bilemiyorum.  Nefes aldığıma bakılırsa dayanabiliyorum hala. Değersizlik! 3 yaşında bir çocuk, söz verdiğim bir çocuk. "her şey güzel olacak"  Ne zaman?  Son 4 yılımı bana tutamaycağınız sözler vermeyin diyerek, tutulmayan sözlerin bıraktığı hayal kırıklığına katlanarak geçirdim.  Şimdi kendimden bizzat kendimden darbe yedim. 3 yaşındaki ben bana çok kırıgın. Hiçbir şey güzel değil. Hiçbir şey güzel olamadı.  15 yıl sonra 17 yaşındaki ben de kendime kırgın olur muyum diye düşünmeden edemiyorum.  Her şey güzel olacak mı bilemiyorum.  Umut insanı ayakta tutan asıl şeymiş. Öyle dediler. Umudum kaldı mı?  Güzkyüzünü terk eden bir yıldız gibi umudum. Bir anda parıldıyor sonraysa hiç var olmamışçasına kayıp gözden kayboluyor.    İçimde umut kırıntısı  Bazen parıldıyor bazen gülümsyor  Bazen de nefret kusuyor  Umut istiyor içim fakir  Kuşlar yemiş kalanı  Sonrası uzaklara yolcu  Kalan ben...